Pazarlama

Herkesin edinmesi gereken hatta henüz ilk okuldayken öğretilmesi zorunlu olan bir şey olması gerekiyorken ne yazık ki ülkemizde pek önemsenmeyen bir konu. İlk duyduğumuzda bir çoğumuzun "pazarlamacı olsam ne olacak, ne pazarlayacağım ki, ben yüksek lisans yaptım benim pazarlamayla ne işim olur" gibi düşündüğü ve çok yanlış anlaşılan bir konudur. Bütün bildiklerinizi unutun, şimdi size bu kavramı doğru bir şekilde açıklayacağım.

Yaklaşık dokuz ay önce bir iş görüşmesine gittim. Son yaptığım iş baristalıktı ve bende işsiz kalınca başka bir yere başvurdum. Bir kaç saat sonra aradılar ve görüşme için çağırdılar. Hemen hazırlanıp gittim. Gittiğim kafede beş dakika bekledikten sonra müdürle konuşmaya başladım. Önceki iş tecrübelerimden, yeteneklerimden, referanslarımdan ve bu işi neden yaptığımdan bahsettim. Müdür o kadar etkilenmişti ki 15 dakika sonra işe alınmıştım. Kurumsal ve marka bir yerde 15 dakikada işe alınmak gerçekten kolay değildir. Her neyse, bütün şartları konuştuk ve anlaştık tek bir şey dışında! Ben üniversite okuduğumu söylemiştim ve ileride boş kadro olması durumunda part-time olarak çalışıp çalışamayacağımı sordum. Müdür bunu duyunca üzüldü ve "benden istediğin her şeyi yapabilirim çünkü seni çok sevdim. Oturup kalkman, duruşun, konuşman tam bir beyefendi gibi. Satış yeteneklerini de çok geliştirmişsin. Ama biz kurumsal sebeplerden dolayı part-time eleman çalıştırmıyoruz. Bana desen ki müdürüm işe ihtiyacım var, beni iki aylığına işe alır mısın, hiç çekinmeden böyle bir şeyi yapmam yasak olmasına rağmen seni kaçırmamak için alırım. Ama ne yazık ki part-time eleman çalıştıramıyoruz. Sen biraz düşün eğer çalışmak istersen bana haber ver, senin gibi bir elemanı asla kaçırmak istemem." dedi.

Buradan çıkarmanız gereken ders şu; iyi bir pazarlamacı olursanız hem kendinizi hem ürünlerinizi hem de girişimlerinizi pazarlayabilirsiniz. Ne yazık ki oturduğunuz yerden kimse size iş veya para vermez. Gidip sizin almanız gerekiyor. Bunun içinde pazarlama bilmeniz şart!